Gür Akad

Gür AKAD İstanbul’da doğdu. Henüz 5 yaşında Yeldeğirmeni’nde doğduğu evin yanındaki madamın evi yanarken yangına değil radyoda çalan parçaya kulak kesildi. Beatles! Can’t Buy Me Love.. Ona göre onlar müziği bulan adamlardı. Lambalı radyosu ilk müzik kutusu oldu. Zeki Müren, Müzeyyen Senar,Mozart, Bethowen, Bach; yine ismini ilk defa orda duyduğu Rolling Stones ve The Shadow bu kutunun içindeydi.
Gitarla ilk denemeleri o dönem müzisyen olan abisinin yatılı okulda okurken evde bıraktığı akustik gitarla gizlice başladı. Ancak bu girişimleri aynı gitarı sapını kırarak elektrik gitar yapmaya çalışması ve gitarsız kalmasıyla son buldu. İkinci müzik kutusu ise yine abisinin Fransa’dan getirdiği pikap oldu. Bir yandan sabahtan akşama kadar pikapta Beatles, YES ve Pink Floyd dinleyip bir yandan da bunları gitarla çalmaya çalıştı. 1975’te tanıştığı arkadaşları Levent Candaş ve Orhan Erişir’le Fenerbahçe Kulubü’nün yelken odasında ilk müzik çalışmalarına başladı. Daha sonra özellikle Levent Candaş’la sıkı dostluğu profesyonel anlamda sahne ve konser çalışmalarına dönüştü. Birçok projede yol arkadaşlığı devam etti.

Elektro gitarı ise 1980’lerde çalmaya başladı. 1960’lar ve 70’ler Amerikan ve İngiliz rock’undan, özellikle de solo gitarcılardan etkilendi. İlk elektro gitarını alışını şöyle anlatır: “David Gilmour’un (Pink Floyd) bir gitarı vardı. Dergilerden filan bakardık, bir Fender Stratocaster. Rahmetli Barış abide (Manço) bir tane bulduk. Nefis bir alet, ‘66 model. Sevgili Bahadır Akkuzu ve eniştemin maddi katkılarıyla onu almıştım; ilk gitarım odur.”
Sahneye ilk defa Sinan Kurtul’un kurduğu White Cheese adlı grupla Enis Fosforoğlu tiyatrosunda 1983’te çıktı. Aynı yıl Sinan Kurtul’un Amerika’ya gitmesi ile grup dağıldı. Yine 1983’te kurduğu ilk grubu KLİPS ile 1986 yılında Onlar grubunun da eklenmesiyle Eurovision Türkiye elemelerini kazanarak yurtdışında Türkiye’yi “Halley” adlı parçayla temsil etti.Türkiye’nin o güne kadar aldığı en iyi dereceydi. 1987’de Klips ve Onlar olarak “Halley” isimli albümü yaptı. Albümün bir yüzü Klips’e diğer yüzü ise Onlar’a aitti. . Tina Turner’la bir reklam filmi cingle’ı için birlikte şarkı söylemesi de bu yıllara rastlar.1991 Eurovision’unda İzel (Çeliköz), Can Uğurluer, Reyhan Karaca’nın seslendirdiği “İki Dakika” adlı şarkıya Murat Çimenli ve Levent Candaş ile birilikte eşlik ederek Türkiye’yi ikinci kez temsil etti.
Uzun yıllardır müzikle içice olan Gür AKAD, bu süre içinde Asım Can Gündüz, Barış Manço, Sezen Aksu, İlhan İrem, Ajda Pekkan, Erkin Koray, Çelik, Sibel Tüzün, Pentagram, Badluck,Tarkan, Halil Sezai ve daha birçok sanatçıya vokal yapıp gitar çaldı. Kiminle çalarsa çalsın, hep ruhundaki ‘rocksound’unu dışa vurdu. Kendine özgü gitar tekniğiyle başta Yavuz Çetin olmak üzere pek çok genç müzisyene ilham kaynağı oldu. 1988’de Barış Manço’ya, 2002’de de Cem Karaca’ya Kurtalan Ekspres üyesi olarak gitarıyla eşlik etti.2000-2002 yılları arasında Grup Destan’a katılarak Karadeniz türkülerini rock sounduyla yoğurdukları bir Anadolu Rock albümü çıkardı. Daha sonra Egoist grubuyla kısa bir süre konserler verdi.

2010-2012 yıllarında Kurtalan Ekspres’e solist ve gitarist olarak tekrar dahil oldu. Göğe Selam albümünde hem gitarıyla hem de Cem Karaca için yaptığı,kendi maxi single’ında da yer alan “Cem Abi” adlı şarkısıyla yer aldı. İki yıl boyunca tüm konserlerde gitar çalıp vokal yaptı.
2011 yılından itibaren fikrini 90’lı yılların sonunda Alpay Şalt, ve Cem Köksal’la birlikte oluşturduğu Gitarizma projesini başlattı. Projede iki gitarist(Gür Akad ve Cem Köksal) sabit, üçüncü gitarist ise değişmek üzere davulda Alpay Şalt, bas gitarda Çağatay Ateş, keyboardda Mert Topel yer almaktadır. Türkiye’de bir ilk olan bu projede bugüne kadar Serdar Öztop,Cenk Eroğlu, Okan Ersan, Hakan Şavklı, Mesut Uğurer gibi önemli gitaristler yer aldı;Türkiye’nin birçok şehrinde ve Kıbrıs’ta konserler verdi.

Türkiye’nin sayılı solo gitaristleri arasında yer alan Gür AKAD, hala kendi grubuyla çalmaya ve söylemeye devam ediyor. Müzikte hep elektrogitar, davul, bas ve klavye sound’unu seviyor ve duyurmak istiyor. Uzun yıllar boyunca çaldığı Kadıköy’de bir rock kültürü oluşturarak birçok genç müzisyene ilham kaynağı olmaya devam ediyor.