Melankolik Bir Pazar Kahvesi

Sevgili dostum ile buluştuk bugün akşamüzeri kahvesi için emir buyurdu yine.

Hani şu ne vakit “aşktan yana şansım yok, ağlıyorum derdim çok” moduna girince emri vaki telefonları ile beni gece yarısı da olsa uykudan uyandıran dostum…

Evet, yanılmadınız yine derdi kadın.

Yine konumuz aynı.

Farklı olan tek şey beyimiz bu kez rakı masasına değil, benim sevdiğim üzere yakın bir zamanda kapanacak olmasına üzüldüğüm Starbucks’ın Bahariye Şubesi’ne (şimdiki  yok orası) davet etti beni.  Nargileden son bir duman çekip fazla bekletmeden gittim, nasılsa bir yanımda dostum sert kahve, karşımda dostum “hiçbir kadın beni böyle yakmadı ( ve her kadın aslında aynısı) olacak.

İlk Bahar’ın yazla sevişmeye başladığı bir gün’ü yaşadığımız için ağır aksak adımlarla attım kendimi Bahariye Caddesi’ne, bir yanda giyinmeyi unutan, diğer yanda terlemekten yapış yapışta olsam açmam bir yerimi hatunlara anlam vermeye çalışıp, önümde ise çocuğun elinden tutmuş yürüyen babaları izleyip imrenerek buldum Starbucks’ın kapısını. 

Evimden sonra en sık ziyaret ettiğim bu şube’de personel ile selamlaşarak çıkıverdim üst kata, dostum bay “ hiçbir kadın beni böyle yakmadı” bugün beni biraz fazla düşünmüş, benim her daim oturduğum köşeyi bulup, koltuğuma da yeleğini atıvermiş. Usulca yaklaşıp selam verdikten sonra kuruldum köşeme, önümde de benim sevdiğim sade, sert ve sütsüz kahve…

Bir yandan hoş beş ederken, diğer yandan içimden

“Sıçtık bu gün ilgi alaka fazla, bu sefer ki hatun ya benim haremden çıkacak, ya da bu herifin niyeti kötü ama neden alkol yok bu buluşmada” diye geçirmeye başladım…

Eee dedim dostuma “Anlat bakalım nedir mevzu bugün beni biraz fazla düşünmüşsün, hayırdır yoksa bana mı iş koymaya niyetlendin” . 

“Saçmalama usta, hep rakı masasında tahammül ediyorsun bana, bu defa senin sevdiğin şeyler olsun istedim masada, zira kafanı fazlaca şişireceğim sanırım”…

Eeee dedim “Gir bakalım konuya, kim bu sefer ki abla, nedir mevzu”

Usta dedi  “Aslında bu sefer tek bir abla yok”

“Hayırdır” dedim “ Artık grup mu takılıyorsun”

“Yahu yok usta öyle değil” dedi ve sonunda dökülmeye başladı… “ Kadınları anlamıyorum ben galiba, yaşlandım diye düşünüyorum bazen ama bunlar ben 17 yaşındayken de aynıydı, 25 yaşındayken de, bu günde aynı ama artık düzen istiyor insan hayatında, bir kadın çıkıyor diyorum ki bu kadın o kadın, evleneceğin kadın, üzmemek için elimden geleni yapıyorum, kılına zarar gelmesini istemiyorum, ne 2.saat ne 2.ayda yatağa atmak istemiyorum ama hatun kaçıyor.” neymiş, ben  çok iyi bir insanmışım ama olmuyor muş… “eee kötü olsaydım olacak mıydı diyorum” Sonra o gidiyor… Önce biraz yasını tutup, sonra hayatıma kaldığım yerden devam etmeye çalışıyorum hani çok yakınımız olanlar haricinde kim girse hayatıma 3.gün becermeye çalışıyorum… Bu sefer de bunları hayatımdan çıkarmak için kırk takla atıyorum, hiç biri gitmeye yeltenmiyor, öyle ki bir seferinde birini fantezi ayağına sevişirken, hastanelik olacak kıvama gelmeden bir tık önceye kadar dövdüm, gece yarısı elektrik direğine bağlayıp Allah ne verdiyse yüklendim… Yine bırakmadı… Bu yaşıma kadar 17 yaşında da, 37 yaşında da kadın girdi hayatıma hiç birini anlayamadım… Yahu sana aşığım diyen kadına grup sex teklif edip 3.kadını yatağa aldım ona da göz yumdu ben mutlu olayım diye… Şimdi usta sen söyle, 2014’ün bacaklarını ortadan ikiye ayırmaya az kaldığı şu zamanda mutlu olmak için ne yapmalı, nasıl mutlu olmalı… “

Eee dedim “Moruk bunları biliyoruz , aynı şeyleri daha önce de konuştuk, bu mu yani senin bu halinin sebebi, yoksa sen hala esas konuya girmeye niyetli değil misin?”

Evet dedi “ Biliyorum ilk defa değil bu daha önce de yaşandı, konuşuldu, paylaşıldı hepsi… Ama sonu neden gelmiyor…?”

“Nereden bileyim oğlum ben” dedim, “ Belki de biz kötü çocukların kaderidir bu, gençliğimizde üzdüğümüz kızlar varsa onların bedelidir bu severek, sevdirerek ayrılan kadınlar”

“Yahu usta” dedi “Anlıyorum tamam bir şekilde girdin hayatıma ve hoşuna gitmeyen bir şey gördün ve bir şekilde gitmeye karar verdin… E peki kadın niye durup, durup hayatıma tekrar girip, kendini hatırlatıp, öncekinden biraz daha fazla bağlayıp, neden tekrar gidiyorsun be kadın”.

Eee dedim “Hoca bilirsin, her katil cinayet mahalline döner bir gün… Bana göre bu tip kadınlar bir şekilde üzüldükten sonra telefon rehberini, aşk listesini karıştırıp kendilerini daha çok seven veya daha az üzen bir adamı bularak yeniden ağlarına takıp, onunla bir süre daha eğlenip, nekahet dönemlerini atlatıp sonra yeniden kaybolan modeller… Bence senin için en güzel tedavi uzun bir cinsel perhiz ve sevmekten vazgeçme eğilimi, bir süre çiçeğe, böceğe ver kendini… Belki o vakit çıkar gelir bedeninden önce gözleriyle sevişeceğin bir sevgili…

Haklısın galiba dedi bay “aşktan yana şansım yok, ağlıyorum derdim çok”

Hadi dedi “daha fazla ütüle miyim kafanı işin vardır hem senin… Bende gidip yeni bir telefon hattı alayım kendime, soysal medya hesaplarını falan da bir bir kapatıp kafa dinleyim, hem yıllardır kendi işimi yapmakta yordu belki, bulabilirsem maaşlı çalışabileceğim bir iş bulayım, bulamazsam evdeki eşyaları falan satıp gideyim bir yerlere, kendime kökten bir detoks yapmaya çalışayım, ararım seni yine…”

“Eyvallah” dedim ve elimi bile sıkmadan kalkıverdi masadan bay “aşktan yana şansım yok, ağlıyorum derdim çok”…